Parkinson’un Sessiz Sinyalleri: Koku Kaybı, Kabızlık ve Uykuda Konuşma

Parkinson hastalığı yalnızca titreme ile başlamaz. Koku duyusunda azalma, kabızlık ve uykuda konuşma gibi erken belirtilerle fark edilen hastalık, erken teşhisle yönetilebilir. Nöroloji Uzmanı Dr. Yüksel Dede, Parkinson’un sinsice ilerleyen belirtilerine karşı uyarıyor.

Parkinson’un Sessiz Sinyalleri: Koku Kaybı, Kabızlık ve Uykuda Konuşma

Parkinson’un Sessiz Sinyalleri: Koku Kaybı, Kabızlık ve Uykuda Konuşma

BİLGE DOKTOR / TÜRKİYE

Toplumda genellikle el titremesiyle tanınan Parkinson hastalığı, aslında yıllar öncesinden sessiz belirtilerle kendini göstermeye başlıyor. Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Yüksel Dede, Parkinson’un yalnızca hareket sistemini değil, duyular ve ruhsal durumu da etkileyen bir hastalık olduğuna dikkat çekiyor.

Koku Kaybı ve Kabızlık Parkinson’un İlk Sinyalleri Olabilir

Dr. Dede, Parkinson hastalığının dopamin üreten beyin hücrelerinin zamanla azalmasıyla ortaya çıktığını ve bu nedenle titreme, kas sertliği, hareketlerde yavaşlama ve denge sorunları gibi belirtilerle ilerlediğini ifade etti. Ancak Parkinson’un klasik semptomlarından çok önce fark edilmesi mümkün olan bazı ipuçları da var: “Koku duyusunda azalma, kronik kabızlık, depresif ruh hali, uykuda konuşma ve ani hareketler gibi belirtiler, hastalığın erken evrelerinde ortaya çıkabiliyor” diyen Dede, bu bulguların ciddiye alınmasının erken teşhis için kritik olduğuna vurgu yaptı.

Genetik ve Çevresel Riskler Önem Taşıyor

Türkiye’de yaklaşık 150 bin Parkinson hastası bulunduğunu belirten Dr. Dede, özellikle ailesinde Parkinson öyküsü olan bireylerin daha dikkatli olması gerektiğini söyledi. Genetik yatkınlık dışında pestisit gibi kimyasal maddelere uzun süreli maruz kalmak da risk faktörleri arasında yer alıyor. Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülen bu hastalığın hormonlar, genetik yapı ve çevresel etkenlerle ilişkili olduğunun altını çizdi.

Tedavide Yeni Ufuklar: Beyin Pili ve Yapay Zeka Destekli Takip

Parkinson tedavisinde son yıllarda önemli gelişmeler yaşanıyor. Etkili ilaç tedavilerinin yanı sıra bazı hastalarda derin beyin stimülasyonu (beyin pili) gibi cerrahi yöntemler de başarıyla uygulanıyor. Dr. Dede, “Beyin pili, ilaç tedavisiyle yeterince kontrol altına alınamayan ya da genç yaşta teşhis edilen hastalar için önemli bir seçenek olabilir. Ancak bu tedavi yöntemi her hastaya uygun değildir, doğru hasta seçimi büyük önem taşır” dedi.

Ayrıca, Parkinson’un takibi ve tedavi süreçlerinde artık yapay zeka destekli uygulamalar da devreye girmiş durumda. Bu uygulamalar sayesinde hastalık daha iyi yönetilebiliyor.

Geleceğe Umut: Kök Hücre Tedavileri

Henüz klinik kullanım aşamasında olmasa da, kök hücreden elde edilen dopamin hücreleriyle yapılan deneysel çalışmalar Parkinson’un seyrini değiştirme potansiyeline sahip. Dr. Dede, “Bu tedaviler umut verici olmakla birlikte henüz araştırma aşamasındadır” uyarısında bulundu.

Yaşam Kalitesini Artıran Küçük Değişiklikler Büyük Fark Yaratıyor

İlaç tedavisinin yanı sıra, düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve sosyal hayata katılım Parkinson hastalarının yaşam kalitesini belirgin şekilde artırabiliyor. Dr. Dede, özellikle yürüyüş, dans ve pilates gibi egzersizlerin hem fiziksel hem de psikolojik açıdan destekleyici olduğunu belirtti. Fizik tedavi, konuşma terapisi ve yutma güçlüğü gibi semptomlar için destekleyici yaklaşımlar da hastaların günlük yaşamında büyük fark yaratıyor.

Kabızlık gibi sık karşılaşılan sorunlara karşı lifli beslenme, bol sıvı tüketimi ve düzenli hareket öneren Dr. Dede, hastaların kilo kontrolüne dikkat etmeleri gerektiğini de sözlerine ekledi. Parkinson hastalarının ruhsal yönden de desteklenmesi gerektiğini belirten Dr. Dede, hasta ve hasta yakınlarının sosyal destek gruplarına katılımının önemine vurgu yaptı.

Erken Farkındalık, Etkin Müdahale Demektir

Parkinson hastalığında erken dönemde fark edilen belirtilerle nöroloğa başvurmak, hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak ve yaşam kalitesini artırmak adına büyük önem taşıyor. Dr. Dede’nin de ifade ettiği gibi, “Parkinson’un sadece el titremesinden ibaret olmadığını bilmeli, sessiz ama ciddi sinyallerine kulak vermeliyiz.”

www.bilgedoktor.com