Kızlık Zarı Yalan mıydı? Cinsellik, Kan ve Toplumsal Gerçeklerle Yüzleşme

Kızlık zarının bekâretin kanıtı olup olmadığı sorusu yeniden gündemde. Psikolog Gülüm Bacanak ve Kadın Doğum Uzmanı Dr. Hüseyin Kösoğlu, kızlık zarının yapısal özelliklerini ve toplumdaki yanlış algıları değerlendiriyor.

Kızlık Zarı Yalan mıydı? Cinsellik, Kan ve Toplumsal Gerçeklerle Yüzleşme

Kızlık Zarı Yalan mıydı? Cinsellik, Kan ve Toplumsal Gerçeklerle Yüzleşme

İYİ PSİKOLOG / İSTANBUL

Yüzyıllardır kadınların bedenleri üzerinden inşa edilen “bekâret” anlayışı, günümüzde bilimsel veriler ve psikolojik gözlemler ışığında tartışmaya açılıyor. Özellikle ilk cinsel deneyim sırasında kızlık zarının kanaması gerektiğine dair inanç, birçok genç kadının ruhsal sağlığını tehdit eden bir baskıya dönüşmüş durumda. Peki, kızlık zarı gerçekten bekâretin kanıtı mı, yoksa sadece mitlerle örülü bir toplumsal dayatma mı?

CİSED Uyardı: Bekâret Bir Damla Kanla Ölçülemez

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Başkan Yardımcısı Psikolog Gülüm Bacanak, kızlık zarı üzerinden kurulan “kanama=bekâret” formülünün bilimsel bir temele dayanmadığını söylüyor. Kadınların doğuştan delikli olan bu zar yapısının ilk ilişkide illa ki yırtılmadığını ve kanamanın her zaman gerçekleşmediğini belirtiyor. Bacanak’a göre, kadının kendini kasması, yeterli ön sevişmenin olmaması ve partnerin aceleci tutumu gibi unsurlar ağrıya ve kanamaya neden olabiliyor. Ancak doğru koşullar oluştuğunda hiçbir fiziksel travma yaşanmayabiliyor.

İlk İlişkide Kan Gelmediği İçin Psikolojisi Bozulan Kadınlar

Kızlık zarının toplumda hâlâ “namus” ile eşdeğer tutulması, kadınları derin bir endişeye sürüklüyor. İlk deneyimlerinde kan gelmediği için kendini “eksik” veya “kirli” hisseden genç kadınlar, travmatik bir sürecin içine giriyor. Bu durum, kadınların bedenlerinden utanç duymasına ve sağlıklı cinsel hayat kurmalarını engelleyen psikolojik engellerle karşılaşmalarına neden oluyor.

Kadınlar İçin Bekâret, Erkekler İçin Serbestlik: Çifte Standart Devam Ediyor

Toplum hâlâ erkeğe cinsel serbestlik tanırken, kadını kısıtlıyor. Evlilik öncesi cinsel ilişki erkek için normal kabul edilirken, kadınlar hâlâ “kan” üzerinden değerlendiriliyor. Psikolog Bacanak, bu eşitsiz yaklaşımın kadınları evlilik içinde bile cinsellikten uzaklaştırdığını belirtiyor. Çünkü bu tabu, kadınları sadece cinselliğe değil, kendi bedenine yabancılaştırıyor.

Kadın Doğum Uzmanları Ne Diyor?

Kadın Doğum Uzmanı Dr. Hüseyin Kösoğlu ise kızlık zarının yapısal çeşitliliğine dikkat çekiyor. Ona göre yaklaşık 11–12 çeşit kızlık zarı tipi bulunuyor. Bazı zarlar ilişki sırasında esniyor, bazıları ise hiçbir şekilde yırtılmadan cinsel ilişkiye izin verebiliyor. Bu da ilk ilişkide kanama olmamasının tamamen kızlık zarının yapısıyla ilgili olabileceğini ortaya koyuyor. Kimi kadınlarda ise zar o kadar esnek oluyor ki, defalarca ilişki yaşansa bile yırtılma gerçekleşmiyor.

Çözüm Bilgi ve Eğitimde

Hem psikologlar hem de jinekologlar, kızlık zarı konusunda toplumun bilimsel bilgiyle aydınlatılması gerektiğini savunuyor. Kadınların üzerindeki bu baskı ancak doğru eğitim ve bilinçlendirme ile kırılabilir. Cinselliğin bir damla kanla sınanmadığı, bir bireyin değerinin ilk gecede yaşadıklarıyla ölçülemeyeceği bir anlayışın gelişmesi gerekiyor.

Sonuç olarak, kızlık zarının bekâretin kanıtı olduğu fikri, bilimsel olarak yanlış ve psikolojik olarak yıpratıcıdır. Kadınlar, bedenleri üzerinde utanmadan, korkmadan ve baskı hissetmeden söz sahibi olmalıdır.

www.iyipsikolog.com