Eğlence mi, Bağımlılık mı? Oyunlar Aile Hayatını ve Sosyal İlişkileri Tehdit Ediyor

Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, dijital oyun bağımlılığının aile hayatını, sosyal ilişkileri ve bireyin psikolojisini tehdit ettiğini belirtiyor. Şiddet içerikli oyunların depresyon ve duyarsızlaşma gibi sorunlara neden olabileceğini vurgulayan Aydın, 0-3 yaş aralığında ekran kullanımından kaçınılması gerektiğine dikkat çekiyor.

Eğlence mi, Bağımlılık mı? Oyunlar Aile Hayatını ve Sosyal İlişkileri Tehdit Ediyor

Eğlence mi, Bağımlılık mı? Oyunlar Aile Hayatını ve Sosyal İlişkileri Tehdit Ediyor

BİLGE DOKTOR / TÜRKİYE

Dijital oyunlar artık sadece çocukların değil, yetişkinlerin de gündelik yaşamlarının merkezinde yer alıyor. Ancak uzmanlara göre bu ilgi zamanla bir bağımlılığa dönüşerek kişisel, sosyal ve mesleki alanlarda ciddi sorunlara neden olabiliyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, özellikle şiddet içerikli oyunların depresyon, stres ve duyarsızlaşma gibi olumsuz etkiler yarattığına dikkat çekiyor.

Bağımlılık günlük hayatın her alanını etkileyebilir

Toplu taşımada, evde ya da sosyal ortamlarda oyuna yönelmenin artık yaygın bir alışkanlık haline geldiğini belirten Cumali Aydın, bu durumun giderek kontrolden çıktığını söylüyor. “Başlangıçta zaman geçirmek için oynanan oyunlar, bir süre sonra bireyin yaşamının odağı haline geliyor. Kişi, oyun süresini kontrol edememeye başlıyor ve bu da huzursuzluk, öfke nöbetleri ve sosyal izolasyon gibi sonuçlar doğuruyor” diyor.

Aydın’a göre bu bağımlılık hali sadece bireysel değil, çevresel sorunları da beraberinde getiriyor. Çocuklar derslerine ilgisini kaybediyor, yetişkinler ise aile hayatına ve iş sorumluluklarına uzaklaşıyor. Birey, oyun dışında geçen zamanlarda bile zihninde oyunu yaşamaya devam ediyor.

Şiddet içerikli oyunlar psikolojik hasara yol açıyor

Video oyunları, özellikle şiddet içerikli olanlar, çocuklar ve gençler üzerinde derin psikolojik etkiler bırakabiliyor. Cumali Aydın, bu tür oyunların depresyonu tetikleyebileceğini, panik, stres ve kaygı bozukluklarına neden olabileceğini belirtiyor. Daha da endişe verici olan ise bireyin şiddete karşı duyarlılığını kaybetmesi. Aydın, “Bu kişiler zamanla şiddeti sıradanlaştırıyor, gerçek dünyadaki etik sınırlar bulanıklaşıyor” ifadelerini kullanıyor.

Fiziksel etkiler de cabası. Oyun oynarken hareketsiz kalan çocuklar zamanla kilo alıyor, bedensel gelişim sekteye uğruyor. Sosyal ortamlardan uzaklaşan bireyler ise asosyalleşme riskiyle karşı karşıya kalıyor.

Aileler davranışlarıyla örnek olmalı

Cumali Aydın, erken yaşta dijital ekranlarla tanışmanın çocuklar üzerinde olumsuz etkiler bıraktığını belirtiyor. Özellikle 0-3 yaş arası çocuklara tablet ve telefon verilmemesi gerektiğini vurgulayan Aydın, bu yaş grubundaki çocukların henüz dijital uyaranlara hazır olmadığını ifade ediyor. Ailelerin çocuklara sözlerle değil, davranışlarla örnek olması gerektiğinin altını çiziyor: “Çocuklar, ebeveynlerinin söylediklerinden çok yaptıklarını taklit eder.”

Tanı koymak uzman değerlendirmesi gerektirir

Oyun bağımlılığına tanı koymanın yalnızca bazı testlerle mümkün olmadığını, mutlaka uzman değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan Cumali Aydın, bu sürecin profesyonel bir gözle ele alınmasının önemine dikkat çekiyor. “Bağımlılık bir davranış biçimidir ve bu davranışın hangi boyutta sorun oluşturduğunu sadece uzmanlar belirleyebilir” diyor.

Uzmanlar, dijital oyunların tamamen yasaklanmasından ziyade bilinçli kullanımı ve sağlıklı sınırlarla oynanmasının önemine dikkat çekiyor. Ailelerin, öğretmenlerin ve toplumun her kesiminin bu konuda bilinçli olması gerektiği vurgulanıyor. Çünkü dijital eğlence çağında, eğlencenin bağımlılığa dönüşmemesi için güçlü bir farkındalık şart.

www.bilgedoktor.com