Afet anlarında tedaviye erişim hayati risk oluşturuyor
Türk Hematoloji Derneği, afetlerde hemofili hastalarının tedaviye erişimini güvence altına almak için Uzlaşı Raporu yayımladı. Raporda, tanıtıcı bileklikten dijital veri yönetimine kadar birçok çözüm önerisi yer alıyor.
editor
Hemofili hastalarına afetlerde kesintisiz tedavi için uzlaşı raporu yayımlandı
BİLGE DOKTOR / TÜRKİYE
Afet anlarında tedaviye erişim hayati risk oluşturuyor
Her yıl 17 Nisan’da kutlanan Dünya Hemofili Günü, bu yıl da yalnızca farkındalık yaratmakla kalmadı, aynı zamanda hayati bir çağrıyı da gündeme taşıdı. Hemofiliyle yaşayan bireylerin özellikle afet gibi olağan dışı durumlarda karşılaştığı görünmeyen riskler nedeniyle Türk Hematoloji Derneği öncülüğünde, Novo Nordisk’in koşulsuz desteğiyle hazırlanan “Olağan Dışı Durumlarda Hemofili Hastalarının Yönetimi Uzlaşı Raporu”, sağlık sistemine stratejik bir yol haritası sunuyor.
Tedaviye erişimin kesilmesi geri dönüşsüz sonuçlara yol açabilir
Afet anlarında yalnızca binalar değil, tedaviye duyulan umut da yıkıma uğrayabiliyor. Hemofili gibi düzenli ve kesintisiz tedavi gerektiren hastalıklar için yaşanacak en küçük aksama bile hayati risk taşıyor. Bu gerçeklikten yola çıkan Uzlaşı Raporu, hem hastalar hem de sağlık profesyonelleri için uygulanabilir ve bilimsel çözüm önerileri sunuyor. Rapor, hasta güvenliğini merkeze alan yapısıyla sadece bir öneri listesi değil, aynı zamanda bir yaşam rehberi olarak öne çıkıyor.
Deprem deneyimiyle şekillenen çözüm önerileri
6 Şubat 2023 depremlerinin ardından Çukurova Hemofili Derneği ve IPSOS iş birliğiyle hazırlanan “Hemofili Perspektifinden Deprem Gerçeği” raporu, afetlerde hemofili hastalarının karşılaştığı güçlükleri gözler önüne serdi. Fokus grup görüşmeleriyle elde edilen bu veriler, Uzlaşı Raporu’nun hazırlanmasında önemli bir temel oluşturdu. Elde edilen bulgular, yalnızca fiziksel değil, psikolojik etkilerin de ne denli derin olduğunu ortaya koydu.
Acil çözüm: Tanıtıcı bileklik, evde yeterli stok ve dijital veri yönetimi
Raporda yer alan öneriler, hemofili hastalarının afet anlarında tedaviye kesintisiz ulaşabilmesi için pratik adımlar içeriyor. Tanıtıcı bileklik ve acil durum kartı kullanımı, evde yeterli miktarda faktör ve tıbbi malzeme bulundurulması gibi bireysel önlemler öne çıkıyor. Bunun yanında dijital hasta verilerinin erişilebilir olması, muhtarların bilgilendirilmesi ve hasta dernekleriyle aktif iş birliği yapılması da koordinasyon açısından önem taşıyor. Kardeş hasta ve kardeş hastane modelleriyle topluluk temelli destek ağları kurulması hedefleniyor.
Bilimsel çerçeve uzmanlardan
Uzlaşı Raporu’nun hazırlanmasında Türkiye’nin önde gelen hematoloji uzmanları görev aldı. Çalışma Grubu'nda Prof. Dr. Ahmet Muzaffer Demir, Prof. Dr. Selin Aytaç Eyüpoğlu ve Prof. Dr. Serap Karaman yer alırken; Danışma Grubu’nda alanında uzman birçok akademisyen bilimsel katkı sundu. Bu yapı sayesinde rapor, yalnızca sahaya değil, akademik dünyaya da dayalı bir perspektif sunuyor.
“Afetlere hazırlık bir tercih değil, zorunluluktur”
Türk Hematoloji Derneği adına açıklamada bulunan Prof. Dr. Ahmet Muzaffer Demir, “Afetlere hazırlık bir tercihten öte, hayat kurtaran bir zorunluluktur. Bu raporla amacımız, kriz anı yaşanmadan önce gerekli hazırlıkların yapılmasını ve afet sırasında koordineli, güçlü bir sağlık yönetiminin sağlanmasını mümkün kılmak” dedi.
“İlaçsız kalınan her dakika hayati risktir”
Çukurova Hemofili Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Bülent Antmen ise 6 Şubat depremleri sonrası yaşanan sorunlara dikkat çekerek, “Hazırladığımız nitelikli rapor, hem hastaların hem de hematologların yaşadığı güçlükleri gözler önüne serdi. Bu süreçte ilaca ulaşamayan her hasta, hayati bir riskle karşı karşıya kaldı. Bu deneyim, benzer hataların tekrar edilmemesi için bir uyarı niteliği taşıyor” ifadelerini kullandı.
Novo Nordisk: Sadece tedavi değil, çözüm ortağıyız
Novo Nordisk Türkiye Kıdemli Klinik, Medikal ve Ruhsat Direktörü Dr. Ömer Buğra Bahadır ise, “Hemofili tedavisinde yalnızca ilaç sağlayıcısı değil, aynı zamanda sürdürülebilir ve krizlere dayanıklı sağlık çözümleri için sorumluluk alan bir paydaşız. Bu raporun, Türkiye başta olmak üzere afet riski taşıyan tüm bölgelerde yol gösterici olacağına inanıyoruz” dedi.
